WEBSTER, CHARLES KİNSLEY

ANASAYFA

WEBSTER, CHARLES KİNSLEY; The Foreign Policy of Palmerston; Londra, 1951. 2 Cilt.

Yazar (1886-1961) Cambridge’de tarih okumuş; tarihçi. H. W. V. Temperley’in öğrencisi. 1914’te Liverpool Üniversitesi’nde modern tarih hocası oldu. Dünya Savaşı sırasında 1917’de orduda istihbarat servisinde çalıştı. Servis’in  başında da Temperley bulunuyordu. 1934’te London School of Economics’e geçti. (Oxford Dictionary of National Biography; cilt: 57, 2004)

Cilt: I.

Palmerston başlangıçta “esef etmeden” Osmanlı Devleti parçalanıyor, diyor. (s. 82) Oysa Pitt, daha 1790 gibi erken bir tarihte Rusların ilerlemesine dikkati çekmişti. Ondan sonda iktidara gelen Castlereagh da Osmanlılardan yana tavır koydu; fakat kamuoyu karşısında fikir değiştirdi. Polignac Viyana anlaşmasını yırtıp, Osmanlı Devleti’ni parçalamak istiyor. Metternich ise İngilizleri zaafla suçluyor. Şark Meselesi böyle doğdu. Ruslara karşı küçük devletler henüz düşünülmüyor. (s. 85) “II. Mahmut’un reformları gteniş ölçüde yüzeysel kaldılar; doğulu despotizmin temellerine dokunmadılar.” (s. 86) “Palmerston’un Osmanlı İmparatorluğu’nu korumanın İngiliz çıkarları için gerekli olduğunu anlaması için iki yıl gerekti” (s. 87) Mehmet Ali 1811-13 arası Memlük Beylerini yok ettikten sonra Fransız uzmanlarını kullanarak bir çeşit “devlet sosyalizmi” kurdu. Bu ona belli bir süre Sultan’ınkinden çok daha fazla kaynaklar sağladı. Devlet tekelleri ve sabit fiyatlar yarattı. (s. 275) Ülkenin sahibi haline geldi.

Cilt: II.

Ponsonby (entrikacı ve güçlü), Rus kontrolünü yok etmeye çalışıyor. 1835’te İstanbul’da üç güçlü adam var. Serasker Hüsrev Paşa, Veziriazam Pertev Paşa (en dürüstleri), Sultan’ın favorisi Ahmet Paşa (Rus yanlısı, rüşvetçi.) (s. 528) Reis Efendi Akif de Rus yanlısı. Ponsonby, Pertev’e para yediriyor. Urquhart 1836’da elçiliğe katip oluyor ve yazara göre elçiliği torpilliyor. (s. 530)

1833’te Palmerston’un planı: Reformla düzenlenmiş, bağımsız bir Osmanlı Devleti. Orduyu İngiliz subayları eğitecek. Eyalet Paşalarının ve memurların maaşları tamamen merkezden ödenecek. Bu yolla sanayi ve ticaret gelişecek. (s. 540)

Hıristiyan reayayı silahlandırmak zor. Ponsonby, Hıristiyanların yerel idarelerde (eyalet ve belediyelerde) egemen olmalarını ve kontrollerinde bir milis kuvveti bulunmasını düşünüyor. (s. 541)

1838 Ticaret Anlaşması. Kapitülasyonlarda gümrük oranları düşük tutulmuş; fakat bir sürü ilavelerle bu % 100’e kadar çıkıyor. Ayrıca Türkiye, yenildiği için Rusya ve Avusturya’ya bir sürü imtiyaz tanımış. Sultan tekel koyup satıyor. Paşalar da öyle yapıyorlar. 1838 Anlaşması Reşit Paşa’nın desteği olmadan imzalanamazdı. (s. 554) Anlaşmanın düşmanları: Gümrük Emini Tahir Bey; Rum ve Ermeni sarraflar; Rum tüccarların bir kısmı; paşaların ve yüksek memurların bir çoğu ve onlara bağlı anlaşmayla gayrımeşru kazançlarını kaybedecek olan bir kalabalık.” (s. 555) (Bu konuda bkz. Bulwer, II, s. 273-283) “(Anlaşmanın) İmparatorluk üzerindeki dolaylı etkileri çok büyük oldu –ki kısmi Batılılaşma (Westernization) da bunlardan biriydi- ve bu etkiler sonunda devletin çökmesine  yol açtılar.” (s. 557)

1840’da Mehmet Ali yönetiminde Yahudi kırımı yapıldı. Rodos ve Şam’da Yahudiler ezildiler. İngiltere’de Yahudiler lehine mistik bir hava oluştu. İngiltere Yahudileri kutsal topraklara götürecek ülke (“Instrument of God”) imiş! Lady Palmerston sultana yazdı vb. Palmerston aslında Protestanlığı yaymada Prusya kralına da öncülük yapıyor. Yahudileri Rothchild’ler de destekliyorlar. (s. 764)