PALGRAVE; Report by Consul Palgrave Respecting Land Tenure in Eastern Turkey; 1870.
Bir İngiliz konsolosunun önemli bir raporu. (Bu raporla ilgi notu, onu bularak 1970’lerin başlarında incelemem için bana da gösteren Dr. Şevket Pamuk’a teşekkür borçluyum. Benoit-Brunswik de bu raporun sözünü ediyor ve 27 Ekim 1870 tarihini veriyor.)
Tarihi gelişim şöyle açıklanıyor. Ebu Hanefi icareti (kira-hire) yasaklamıştı. Çünkü ekimde iki şeyi eşit değişim mümkün değil. Bu iki şeye yol açtı: 1) Marabalık. Bunda, bugünkü gibi, toprak sahibi üretim aracı, tohum vb. sağlıyor. Devlet vergisi de ortak veriliyor. 2) Diğer şekiller: A) Tasarruf. Bu icaretin kılıfına uydurulmuş şekli ve iki türlü. Ya, miri arazilerde (istisna olarak da vakıflarda) olduğu gibi, hayat boyu; ya da belli sürelerle (genellikle beş yıl) tasarruf hakkı; B) Resm: Beyliklerde genel, zeametlerde sık rastlanan bir durum. Bazen öşür, bazen askeri hizmet, bazen de yarı-ürün olarak alınıyor.
Toprakları iki kategoriye ayırıyor: Birincide Miri, mülk ve mubah araziler; ikincide ise timar, vakıf ve metruk araziler yer alıyorlar. (Bu ayrımın hangi kritere göre yapıldığını kaydetmemişim). Metruk arazi genellikle bir veya birkaç köye bırakılan mera ya da orman. Mubah arazi sahipsiz arazi; ilk yerleşen onun sahibi oluyor. Mubah araziler coğrafi alanın % 40’ını oluşturuyor; metruk araziler kalan kısmın yarısından biraz az (bütünün % 25-30’u). Miri arazi ekilen toprakların % 5’i (1/20’si). Bunlar daha ziyade geniş malikaneler halinde Rum ve Ermenilere iltizama veriliyorlar. Onlar da tasarruf ya da maraba sistemi halinde kullanıyorlar.
Sipahilik iki sınıfa ayrılıyor. 1) Beylikler (derebeylikleri). Bunlar gerçek feodal senyörlükler. Suriye ve Irak’ta “emir” adını alıyorlar; 2) Zeamet ve timar aynı anlama gelmeye başlıyor. Bunlar da mirasla geçen bir statüye dönüştüler; fakat düzenli bir “senyörlük” yok. Bunları işleyen köylüler genellikle marabalar; daha nadir olarak da resm veya tasarruf. Tüm timar sistemi ekilen arazinin yaklaşık 1/2’si.
Vakıf arazi ekilen alanın 1/4’ü kadar. Genellikle tasarruf, bazen de maraba sistemi ile işleniyor.
Mülk arazi ekilen toprakların 1/5’i. Bunları eğer sahibi işlemiyorsa, marabalar işliyor.
Doğu Türkiye’de toprak işletmesi ana hatlarıyla ikiye ayrılıyor. 1) Devamlı mülk sahipliği (landlordship); 2) Köylü işlemeciliği (köylünün toprakla hayat boyu çıkar ilişkisi içinde) Palgrave sistemi övüyor; toprak sahibiyle köylü “dostça” ilişkiler içindeler. Fakat son kırk yıl içinde, toprak sahipliği ya da marabalık olsun, işletmecilik koşulları çok bozuldular. Bozulma II. Mahmut’la başladı ve Abdülmecid’le devam etti. Abdülmecid’in ilk yılı bittiğinde (1840) sipahilikler kaldırıldı; büyük malikane kalmadı. Bunlarda miras hakkı kaldırıldı; sahiplerinin elinde “hayat boyu” kalacaklar. Mukavemet edenler öldürüldü; sürüldü; toprakları ellerinden alındı. “Bir Avrupa, özellikle de Fransız ekolü bu önlemleri övüyor” Fakat yazar, rezerv içinde.
Toprak değeri düşüyor. Toprağı hipotek etmek mümkün değil. Kredi piyasasında değeri yok. Neden? 1) Müsadereler güvenliği kaldırdı; 2) alım-satım koşulları kötü (değerin % 10’u avansla ödeniyor, ikinci satışta % 5); 3) Toprak ve ürün vergileri çok yüksek; ürünün % 26’sina kadar çıkabiliyor; 4) Köylü kamu işleri için devamlı angaryede kullanılıyor; 5) üç yıl toprağı ekmeyenden % 10 ad valorem para alınıyor (1858 Kanunu). Bu kanun her yerde “şüphe hallerine hep legal tercih getirerek” mülk sahiplerinin aleyhine işliyor.
Yarı-feodal sistem. Köylüler, toprağa bağlı olamayan, kişisel serf durumundalar. Malikanelerin müsadere ve satışları, marabaların, yarı köylülerin yerlerini almalarına yol açtı. Az miktarda ücretli köylülük de başladı. Vakıflar dahi bölünmeye başladılar. Bunlara da marabacılık girmeye başladı. Miri araziler, Hazine’yi tatmin için, küçük parçalar halinde satılmaya başlandılar. Metruk araziler olduğu gibi kalıyor; mubah araziler büyüyor. Ekili arazinin ya 3/4’ü ya toprak sahiplerinin ya da marabaların işledikleri küçük işletmeler.
Toprak istatistikleri: Tüm alanın % 50’si mubah; kalan kısmın da % 66’sı metruke (ortak orman, daha çok da meralar)
Ekilen toprağın dörtte biri (5/20’si) vakıf; 1/20’si miri; 14/20’si mülk arazi. Geniş çiftlikler ekilen toprakların 1/7’si; küçük çiftlikler de 6/7’si.
Tüm topraklar: 304. 440. 500 acres (1 acre=dört dönüm)
Mubah: 152.220.250 acres; metruke: 101.480.167 acres.
Ekili toprak: 50.740. 083 acres. Bunlardan vakıf: 12. 685. 021 acres; miri: 2. 537. 004 acres; mülk: 35. 518. 058 acres.
Büyük çiftlikler:5 074. 008 acres; küçük çiftlikler: 30. 444. 050 acres.
Toprak sahipleri: 841. 442. Bunun 16 000’i büyük, 634 000’i küçük toprak sahibi. 190 000’i de hayat boyu mutasarrıf.
Topraksızlar (marabalar): 1. 839. 251. Görüldüğü gibi, Konsolos Bey çok “kesin” rakamlar vermiş!..