DESSERT, DANİEL; Argent, Pouvoir et Société au Grand Siècle; Paris, Fayard, 1984.
Bu klasikleşmiş eser Osmanlı toplumuyla ilgili değil. Fakat Fransa’da kapitalizme geçilirken maliyecilerin konumunu ve rolünü ortaya koyan titiz (ve çok yankı uyandırmış) çalışma dolaylı bir biçimde Osmanlı maliyecilerinin (sarraf, mültezim, mütezellim) yeri ve işlevine ışık tutuyor.
XVII. yüzyılda maliyecilik “korkunç derecede tehlikeli” bir meslek. Resmi imajlarına göre alt tabakalardan gelmiş, sonradan görme, açgözlü, yağmacı, sonuç olarak da suçlu biri (s. 69).
Maliyeciler ancak madeni paraya öncelik veren bir analizde anlaşılabilirler. Toplum ikiye ayrılıyor: Bir tarafta “altın ve gümüş en güzel paraları ellerinde toplayan ve tekelini giderek artıran bir azınlık, diğer tarafta da bunun dışında kalanlar” (s. 413). Bu azınlık (“oligarchie des nantis”) ülkedeki önemli ve şaşaalı her işe giriyor ve kılıç, rob ya da Kilise aristokrasisinin kreması (“fin fleur”) arasından çıkıyor; devletin tüm mevkilerini, görevlerini ele geçiriyor, kısaca devlet oluyor (s. 414). Aralarında dostluk ve kan bağları da kuruluyor. En fazla birkaç yüz kişiler. Sonra para ikiye ayrılıyor. Oligarşinin madeni parası ve geride kalanların “en varlıklılarının” kağıt parası. Yani iki Fransa var.
“Denilebilir ki Fransa’da mutlak monarşi fiilen sadece bir vitrinden ibaret, zira, gerçekte krallık, kıymetli madenlere bağımlı olduğu için mali özgürlüğe sahip değil” (s. 416). Bunlar monarşinin en üst mevkilerini işgal ettikleri için vergi reformuna da karşılar. Sisten krizlerle düzeni sürdürüyor. Bu maliyecilerin ihaleci (iltizamcı, adjudicateur) adamları (“homme de paille”), bunların da kendi adamları var (s. 74).
Sistem neden çöktü? XVI. Louis “kararlı bir şekilde devlet rantları aracılığıyla fon sahiplerine borçlanma yolunu tuttu” (s. 419).