KİNNEİR, P.J. Macdonald

ANASAYFA

KİNNEİR, P.J. Macdonald; Voyage dans l’Asie Mineure, l’Arménie et le Kurdistan dans les années 1813 et 1814. 2 cilt. Paris, 1818.

Yazar Doğu Hindistan Kumpanyası’nın hizmetinde bir kaptan. Kitap Hindistan seferine hazırlık olarak yazılmış..Anadolu’yu, Suriye’yi, Kıbrıs’ı karış karış gezmiş; nüfusları, üretimleri, ticaretleri hakkında ilginç bilgiler veriyor. Anadolu’nun merkezden bağımsız, birbirleriyle de çatışma halinde paşalarla dolu olduğunu yazıyor. Bunlar sadece Hıristiyanlara karşı kolayca birleşiyorlar. “Hint seferine karşı olabilirler” diyor. (II, 341)

Çapanoğlu ailesi hakkında ilginç bilgiler. Bey Yozgat’da oturuyor.  Tarımı koruyor. Tüm toprakları çok iyi ekilmiş. (I, 91.) Bir ayda 50 bin kişilik ordu topluyabilirmiş. (I, 140.) Tarsus Çapanoğlu’nun tayin ettiği bir mütezellim tarafından yönetiliyor. Büyük çoğunluğu Türkmenlerden oluşan 30 bin kadar nüfus barındırıyor. Adana da aynı durumda. Büyük oğlu Halep Paşalığını satın aldı. Yeniçerilerle savaştı (kırımlar oldu). Tam bir zafer kazandı. (I, 260.) Bazılarını tehdit ederek, bazılarını kandırarak reislerini ele geçirdi. Daha sonra diğer yeniçeri şeflerini bir tuzak-ziyafete çağırdı ve hepsini katlettirdi. “Bu başarılı darbe Mehmet Paşa’nın büyük bir zenginliğe kavuşmasına yol açtı; Sultanın iktidarını tanıdı, veya daha doğrusu Halep’te kendi iktidarını kurdu.” (I, 261.) (İlk önce ele geçirdiği Yeniçeri şefine, işkence ile servetinin yerini söyletmişti.) İdarecilerin tutumuna göre göçler var. “Köyler, bütünüyle, fazla bir harcama yapmadan ve zahmetsizce, bir kazadan öbürüne göçüyorlar. Evleri çok kolay yapılıyor.” (I, 91.)

Ankara civarı Türkmen çadırlarıyla dolu. Aşiret şefi Ahmet Bey’in “kibar, şahane giysiler içinde” (“galant, aux habits magnifiques”) dört kardeşi var. Her biri her an 5000 silahlıya sahip. Beyler aşiret reisine vergi ödüyorlar. Sultan artık asker toplayamıyor. (I, s. 99.)

Ankara Paşası una tekel koymuş. Çiftçilerden tüm üretimi alıp gayet pahalıya satıyor. I, 125.

Ermeniler her yerde Rumlardan daha müreffeh. Rumların aksine Hükümetin aleyhine komploya da girmiyorlar. (I, 362.)

Kıbrıs’ta 70 bin kişi yaşıyor. Yarı Rum yarı Müslüman. (I, 279.) Valiyi Kaptan Paşa seçiyor. Üretim: Meyve, şarap, zeytin yağı, ipek, portakal, çok kaliteli froment. Türk ve Rum halk paşaya (yiyici biri) aynı vergiyi veriyorlar. Ancak Rumlar, bir de asalak rum rahiplerini (Kilise’yi) besliyorlar. “Vali ve Piskopos’un yaptığı tahıl ticareti tüm halkınkinden daha fazla. Tüm adanın mahsulünü satın almaları ender görülen bir şey değil.” (I, 281). Ada’da 300 silahlı asker var. 4000 yeniçeri de (“yüreksiz, silahsız, disiplinsiz”) adaya dağılmışlar. Yazar, Ada’nın İngiltere tarafından fethi Akdeniz’de ve Levant’da durumunu üstün kılacak diyor. (I, 285). (Nicosie’de 2000 Türk, 1000 de Rum aile var.)

Suriye’de bir çok yeniçeri şefi (ağası) buğday ve diğer zaruri malların tekelini alarak çok zengin olmuşlar Ayrıca şehrin civarındaki bağ ve bahçeleri iltizama veriyorlar. (I, 258.)

Ünye, Kırımdan buğday, yağ; İstanbul’dan kahve, şeker ve Avrupa malı maddeler ithal ediyor; pamuk kumaşları, şarap ve (Diyarbakır ve Tokat’a) meyve ihrac ediyor. (II,53) Trabzon 15 000 kadar nüfusa sahip; Türk, Rum ve Ermeni karışımı. Ticaret çok gelişmiş. “Trabzon’un civarı çok iyi ekilmiş” (II, 87) Paşa, Trabzon’a beş günlük mesafede (Phash’da?) oturuyor.  Hükümete bir mültezim bakıyor. (II, 88) Tirebolu’da, Bedrama şatosunda oturan mülk sahibi hanım, kendisine bağlı bir grup insanla ayaklanıyor. Civardaki eyalet paşalarına aylarca direniyor. (II,73) Erzurum için 15 000 müslüman, 3700 Ermeni, 300 Katolik Ermeni, 350 Rum  aile nüfus veriyor. Erzurum’dan bakır, kurşun ihraç ediliyor; pamuk, pirinç, şeker, ipek ithal ediliyor. (II, 121)