SEYİTDANLIOĞLU, MEHMET; Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ (1838-1868); Ankara, TTK Yayınları, 1999.
îolarak Reşid Paşa tarafından kurulmuş bir meclis. Önce dört paşadan oluşan bir hazırlık komisyonu kurulmuştu. Bu Meclisi Vâlâ, Divanı Hümayun ve onun önemini kaybetmesiyle -III. Selim ve II. Mahmud zamanında- sık sık toplanmaya başlayarak bir ölçüde kurumsallaşmaya başlayan Meclis-i Meşveret’in yerini aldı. Bir amaç da belli bir çalışma takvimi olmayan bu Meclis’in yerine düzenli çalışan bir meclis kurmak! Ne var ki bu mecliste asıl görevleri başka yerlerde olan devlet görevlileri yer alıyor, bu yüzden de kendilerini bu işe veremiyorlar.
Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâmı Adliye, Lale Devri ile başlayan yenileşme hareketlerinin yeni bir halkası niteliğinde.. “(…) Yasama ve yürütme güçlerini hükümdar adına kullanan bir danışma meclisi” niteliğindedir. (s. 3. A. Mumcu, 1986, s. 82-85). “Meclis-i Vâlâ üyeleri 24 Mart 1838’de Topkapı Sarayı Hırka-yı Saadet Odasında bütün devlet adamlarının da katıldığı bir törenle II. Mahmut tarafından kabul edilerek kuruluşu tamamlandı. Bir hafta sonra, Cumartesi günü ilk toplantısını yaparak çalışmalarına başladı” (s. 37). Haftanın ilk dört günü toplantı yapılacaktı. Toplantı salonuna da II. Mahmut’un bir tablosu asılmıştı. Görüşmeleri izleyebilmesi için Sultan’a ait bir bölüm de yapılmış. Her yıl Meclis, parlamentolar gibi bir “açılış konuşması” ile çalışmalarına başlıyor. Kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Sultan Mecid ve Abdülaziz hemen bütün kararlarını tasdik etmişler. Başkanı sadrazam ve hükümet seçiyor. Adayın yüksek rütbeli, saygın ve “Tanzimat-ı Hayriyye usulüne her veçhile malumatı tamme sahibi” olması gerekiyor. (s. 78).
İlk kuruluşta bir başkan ve (biri ulemadan, diğerleri mali konularda bilgili, fakat hepsi de Tanzimat’a inanan) beş üye var; fakat bu yetmediği için daha ilk yıl yeni üyeler de seçiliyor. 1857’de M. Reşit paşanın hazırladığı bir nizamname ile üye seçimi esaslara bağlanıyor. Vüzera, ulema, askeriye arasından bir yıllığına, Meclis-i Âlî’yi Umumi’de görüşülüp kabul edildikten, sadrazamın görüşü alındıktan sonra, padişahın onayı ile seçiliyorladı (s. 82).
Meclis’in yasama, yargı (bir çeşit temyiz organı ve yüce divan; bir çok sadrazam –Husrev Paşa-, müşir, vali, mutasarrıf vb yargıladı) ve idari yetkileri (reform tasarıları, idari örgütlenme, imar hizmetleri vb) var. (s. 117-119).
Meclis-i Vâlâ’nın yanı sıra “pek çok araştırıcının gözünden kaçan” bir meclis daha bulunuyordu: Meclis-i Âli-i Umumi. (s. 138). Tanzimat Fermanı ile birlikte kurulan bu meclis, sadrazam başkanlığında hükümet, Meclis-i Vâlâ üyeleri ve emekli devlet adamlarından oluşuyordu. Bir senato gibi çalışıyor ve Meclis-i Vâlâ kararlarını görüşüyordu. Bunları değiştirebilir, hatta reddedebilirdi. 1876’ya kadar varlığını sürdürdü; fakat hiçbir zaman Meclis-i Vâlâ kadar önemli olamadı. Daha çok bu meclis ile Babıali arasında iletişim görevi görüyordu. Sadece savaş, barış gibi çok önemli kararlar arefesinde üç yüze varan üye ile toplanıyor ve karar alıyordu. (s. 138).
Meclis-i Vâlâ’nın yerini 1868’de kurulan Şurayı Devlet aldı.