
LESSEPS, FERDİNAND de; Egypte et Turquie, Paris, 1869.
Yazar (1805-1894) Süveyş Kanalı’nı açan ünlü mühendis ve diplomat. III. Napolyon’un eşi Eugénie’nin akrabası. Fransız Akademisi üyesi. Yüzyıl sonlarına doğru da Panama Kanalı’nı açmaya çalıştı; fakat girişim başarısızlıkla ve malî skandalla bitti.
Eserin yayımlanma tarihi Süveyş Kanalı’nın açılma tarihi. Açılış merasimine Lesseps’in akrabası olan İmparatoriçe Eugénie de katılmıştı.
Mısır’ın Osmanlı Devleti içindeki özel durumu anlatılıyor. Halkı ne Türk ne Rum hatta ne de Arap. Firavunlar dönemi kökenli. (s.5) Yerli halkı her yönden yağmacı, göçebe Arap aşiretleri kuşatmış. (s.7)
Memlukler zamanında sulama kanalları kapanmıştı; sulama araçları tahrip olmuştu; nüfus azalıyordu; üretim kaynakları hemen hemen kurumuştu. Osmanlılar Mısır Paşasının iktidarını çok sınırlı tutmakla onu aslında Memluk Beylerine esir etmişlerdi. “Denilebilir ki Mısır’ı Sultan’a Mehmet Ali Paşa yeniden kazandırdı ve onu tüm toplumsal değeri ve bütün kaynaklarına sahip olması açısından ihya ederek Merkez’e asker ve erzak şeklinde önemli bir katkıda bulunacak hale getirdi. Fakat, üstün kalitelerine rağmen, Mehmet Ali Paşa’nın, sadece geçici ve sınırlı bir iktidarla techiz edilseydi, bunları yapmış olacağına kim inanabilir?” (s. 13)
Büyük devletlerin kabul ettirdiği 1841 Hattı Şerif’i Paşa’ya büyük yetkiler veriyordu.
a) Hidivlikte veraset hakkı;
b) Yerli 18 000 kişilik askeri kuvvet. Fiiliyatta bu 60 000’e kadar çıktı;
c) Yıllık sabit bir vergi karşılığı, Hidiv’in tüm idari yetkilere sahip olması. (s.15)
Mehmet Ali Paşa Kırım Savaşı için “cesur ve disiplinli bir birlik” gönderdiği gibi, Kahire ve İskenderiye cephanelerinden topladığı 40 000 tüfek ve her türlü teçhizatı da yolladı. (s.21) Yazar Mısır Paşasının çok kapsamlı yetkilerini hararetle savunuyor ve bunların Sultanın da lehine olduğunu söylüyor.
Süveyş kanalının açılmasının Osmanlı Devleti’ne siyasal, ticari ve dinî alanda sağladığı çıkarlar anlatılıyor. (s.26)
5 Haziran 1867 Fermanı ile Sultan, Hidiv’liğin babadan oğla geçmesini kabul ediyor ve bir çeşit özerklik tanıyor. Hatta gümrükler, yabançıların statüsü ve posta konularında özel düzenlemeler yapabilecek. (Mustafa Fazıl Paşa’yı çıldırtan Ferman; o da o yıl “Genç Osmanlılar”ı toplayıp Avrupa’ya kaçıyor.)