ROUSSEAU, F.; L’Ambassade du Comte de Castellane á Constantinople; Paris, 1901.
Kont de Castellane, İstanbul’da 1740-1747 tarihleri arasında elçilik yaptı.
(Kendisine gönderilen 9 Aralık 1740 tarihli yönergede Osmanlı yönetici sınıfı hakkında bilgiler veriliyor ve Osmanlı rejimi anlatılıyor: “Osmanlı İmparatorluğu öbürlerinden dini, örf ve adetleri ve diliyle olduğu kadar iç yapısıyla da ayrılıyor… Osmanlı İmparatorluğu üç ilkeye dayanıyor: Şiddet, vesvese ve Sultanın şahsından çok hanedan ailesine duyulan saygı.” Bkz. Duparc, s. 329) F. Rousseau, elçinin yardımcılarını şöyle betimliyor: “Resmî ajanların yanı sıra, Osmanlı matbaası müdürü, mühtedi Macar İbrahim (Müteferrika) Efendi gibi, elçi Villeneuve’ün başarılarını çekemeyen Bonneval (Humbaracı) Paşa ile elçilik arasında aracılık yapan maceraperestler de vardı.” (s. 6)
Said Paşa gelmeden Rusya ile anlaşma olmuştu. Bu Fransa için “teessüf edilecek” bir şeydi. “Çünkü Türklerin Moskovalılara karşı yöneltilmeleri, İsveçli müttefiklerimizin belki de bu şekilde XII. Charles’ın kaybettiği Batlık eyaletlerini geri almalarına yardımcı olacaktı.” (s. 7)
“1741 tarihinde Osmanlı elçilik heyetinin Paris’e gelmesi hiçbir siyasal sonuç doğurmadı. Sadece Said Efendi’nin yolunda biriken, getirdiği hediyeleri seyreden, Türk’ün düzgün bir Fransızca konuşmasına ve Fransız örf ve adetlerini bilmesine hayran kalan Parisli meraklıların tecessüsü için bir gıda oldu.” (s. 7)
Delaria, İstanbul’da Said Efendi’ye refakat ediyor. Kızlar Ağası ona seyahatin nasıl geçtiğini soruyor; bu arada da perdeli bir pencereye doğru sürüklüyor. Arkada Sultan dinliyor! (s. 20)