COR, MATHURİN-JOSEPH

ANASAYFA

COR, MATHURİN-JOSEPH; Statu Quo d’Orient; Paris, 1839.

Yazar (1806-1854) Fransız kaynaklarında Mustafa Reşit Paşa’nın “özel sekreteri” olarak geçiyor. III. Napolyon döneminde İmparator’un birinci tercümanı oldu ve Şark Dilleri Okulu’nde Türkçe öğretmenliği yaptı. (Dictionnaire de Biographie Française)  Akademisyen Challemel Lacour’a göre Reşit Paşa M. Cor’u Londra’dan gelirken “özel sekreter ve çocuklarına mürebbi” olarak getirdi. (Revue des Deux Mondes, 1868, no: I) Daha güvenilir bilgiler, 1854’te öldüğünde, hakkında nekrolojik not kaleme alan Ubicini tarafından  verildi. (Revue de l’Orient; 1854, cilt: 15). Ubicini’nin verdiği bilgilere göre, 1834’de Reşit Paşa ilk kez Paris’te elçi olduğu zaman onu tanımıştı. Sonra Türkiye’ye çağrıldı ve 1839’da Fransa elçiliğinde baş dragoman oldu. Türk ilişkilerinde çoğu kez önemli bir diplomatik rol oynadı. III. Napolyon döneminde Collėge de France’a girdi. İmparator’un baş tercümanı oldu. Yakalandığı hastalık üç haftadan az bir süre içinde onu hayattan göçürdü. Cenazesinde Dışişleri Bakanı, elçiler, paşalar bulundular. Yazar şu notu da ekliyor: “M. Cor, Doğu’da on sekiz yıllık incelemelerinin ve araştırmalarının meyvesi olarak son derece ilgi çekici çok sayıda kağıtlar bıraktı.” (Bu “kağıtlar” incelendi ve açıklandı mı? Belli değil.)

En önemli incelemesi Osmanlı Bütçesi ile ilgili. (Revue des Deux Mondes, 1850, No: 3) Ubicini buna eserlerinde göndermeler yapıyor.

Doğu’da Statüko” başlıklı eser anonim olmakla beraber, kataloglara M. Cor adıyla geçmiş. Bununla beraber, eser Barbier tarafından Joseph-Marie Jouannin’e atfedilmiştir.

Eserde 1838 ticaret anlaşması Mustafa Reşit Paşa’ya mal ediliyor ve asıl amacı olarak da Mehmet Ali Paşa’nın tekellerinin kaldırılması olduğu söyleniyor. (s.81-82)  Mehmet Ali de, müdaheleye meydan vermemek için anlaşmaya uyacağını söylüyor.

Cor, burada Doğu Sorunu’nda Fransa ve İngiltere’nin temel yaklaşımını  şu şekilde ifade ediyor: “Fransa ve İngiltere açısından, Türkiye’yi Rusya’ya karşı baraj yapmak hipotezinden hareket ettik ve bugünkü  maddi ve manevi koşullarda sorunu daha üst bir düzeyde ele alma özgürlüğüne sahip değiliz.” (s. 112)

Osmanlı Çalışmaları başlığı altında topladığım incelemelerimde, defalarca altını çizdiğim Batılı politika budur. Bu politika, bizde günümüzde “batılılaşma”, “çağdaşlaşma” gibi sözcüklerle ifade edilen politikaya Batı’da verilmiş olan isimdir.