
VEİNSTEİN, GİLLES; Etat et Société dans l’Empire Ottoman, XVI-XVIIIe Siėcles; Aldershot, Variorum, 1994. (XII-299 s.)
G. Veinstein Fransa’nın önde gelen oryantalistlerinden. Collège de France’a üye seçildi. 3 Aralık 1999’da burada açış dersini verirken, Osmanlı Devleti’nin büyük batılı devletlerinkine benzer “gerçek, kitlevi ve değişik içerikli” arşivlere sahip tek Müslüman devleti olduğunu ileri sürdü. (Mühime defterleri, Sicilat-ı Şer’iye, Kadı sicilleri vb). Fakat bunların iyi tasnif edilmediklerini de ekledi. (s. 24).
VEİNSTEİN, GİLLES; VATİN, NİCOLAS; Le Sérail Ebranlé, Essai sur les morts, dépositions et avėnements des sultans ottomans, XIV-XIX. siėcle; Paris, Fayard, 2003.
VEİNSTEİN, GİLLES; Ayans de la Région d’İzmir et le Commerce du Levant (Deuixiėme moitié du XVIII. siėcle) Revue de L’Occident Musulman et de la Méditerrannée; 1979, no: 29.
Yazar konsolosluk raporlarına dayanarak (özellikle Peyssonnel) Karaosmanoğlu (Manisa) ve Arapoğlu (Berbama) ailelerini (1748-1778 arası) inceliyor. (Rumeli ayanları için bkz. D. R. Sadat; The Journal of Modern History, 1972, no: 3)
Ayanlık danışma amaçlarıyla XV. yüzyıldanberi var. (Bkz. Beldiceanu; Recherche sur la Ville Ottomane au XV. Siecle; Paris, 1973) fakat resmen hükümet temsilcisi olarak tanınması 1768’de savaş çıkınca oldu. Peysonnel buğday ve pamuk ithali için ayana muhtaç olduğunu anlıyor. (Karaosmanoğulları için Ç. Uluçay’ın makalesi)
Her iki aile de çok zengin. Özellikle Karaosmanoğlu Mustafa Ağa belki de İmparatorluğun en zengin (özel) kişisi. Fakat bu ayanın zenginliği üreticiliğe değil, yöneticiliğe (idari ve mali otorite oluşuna) dayanıyor.
Peyssonnel’e göre ticareti küçük köy üreticileri sağlıyor. Karaosmanoğlu bunlara borç (tefeci faizle de olsa) veriyor. Fransa’ya pahalı satıp bu zararı çıkarıyorlar. Arapoğlu köylülerin buğdaylarını kağnılarla Fransız gemilerine kadar taşıyor. Ağalar ticaretin donatımı için bile görünmüyorlar. Fakat Karaosmanoğulları mültezimlik de yaptıklarına, timar ve zeametleri gasp ettiklerine göre ne oluyor? Çözümsüz soru? Fakat Peyssonnel’in bazı ifadeleri bir rolleri olduğunu gösteriyor. Şayialara göre Karaosmanoğlu buğday ticaretinde tekel kurmuş ve Yahudi aracılarla anlaşıp pamuk fiyatlarını artırıyormuş. Araboğlu da yükseltiyormuş. (Belki de reayadan fazla vergi almak için)
Peysonnel köylüleri ağalara karşı birleştirmek istiyor. Başarısız. İkinci sınıf bir sürü ağa da Fransız ticaretine ve tarıma çok zarar veriyor. Fakat her şeye rağmen Peysonnel’ler (baba-oğul) Karaosmanoğlu’nu tutuyor; hatta elçilik vasıtasıyla aileyi koruyorlar.
Sonuç: Konsoloslar ayanın (burada Karaosmanoğlu) ekonomik değil, politik işlevini övüyorlar. (s. 142)